Şenkaya İlçesi Örtülü adıyla bir köy iken, 1929 yılında Oltu’ya bağlı Bucak haline gelmiş, ancak kısa süre sonra bucak merkezi Akşar’a alınması sonucu yine Örtülü köyü olarak tanınmıştır. Şenkaya 1946 yılında ilçe haline getirilmiş, Örtülü  adı  28 Mayıs 1948 tarihinde Şenkaya olarak değiştirilmiştir. Şenkaya Belediye Başkanlığı 1946 yılında kurulmuştur. Şenkaya Erzurum’a 175 km. mesafededir. Rakımı 1675 m. yüzölçümü 1466 km2 dir. Yüksek ve engebeli alanlardan oluşan ilçenin doğu kısmında Allahuekber Dağlarınının uzantıları, güney kesiminide Soğanlı Dağı (2808 m.) engebelendirir.

Şenkaya’nın Tarihi:

Bu gün ismi Şenkaya olarak bilinen (Kâmhis Sancağı, Bardız Nahiyesi, Örtülü Köyü) yöreye M.Ö. 680 yıllarında İskitler(Saka Türkleri) gelmeye başlamıştır. İskitlerin büyük hükümdarı Afrasyab zamanında (M.Ö.654-626) Saka Türklerinin kabilelerinden olan Tao’lar Oltu, Olur, Narman, Şenkaya, Tortum’a yerleştiler. Doğu Anadolu bölgesi M.Ö.585 yılında Med’lerin, daha sonra Pers’lerin hâkimiyeti altına girdi. Değişik krallıkların hâkimiyeti altında kalan bölgeye M.Ö.60-M.S.400 yılları arasında Büyük Roma İmparatorluğu hâkim olmuştur. Büyük Roma İmparatorluğunun 395 yılında ikiye ayrılması ile merkezi İstanbul olan Bizans (Doğu Roma İmparatorluğu) 395-651 devresinde bölgede hüküm sürmüşlerdir. 651 yılında Halife Hz.Osman’ın emri üzerine Mesleme el-Fihri oğlu Habib ordusu ile bu bölgeyi almıştır. Anadolu gâzâsını yapmış olduğundan bu komutana Hâbibü’r-Rumi unvanı verilmiştir. Bölgeyi 751 yılına kadar Müslümanlar idare etmiş, bu tarihte Bizans ordusunun taarruzu neticesinde galip gelmeleri sonucu, Bizansların hâkimiyetine geçmiştir.  Selçuklu komutanı İbrahim Yılnal 1048 yılında Pasinler savaşını kazınmış ve kendisi ile birlikte yerleşmek maksadıyla yurt arayan Türkmen kabilelerini Erzurum ve çevresine yerleştirmiştir. Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın 26 Ağustos 1071’de Malazgirt meydan muharebesinde Bizanslıları yenip, imparatorlarını esir alması üzerine bölge kesin olarak Selçuklu hâkimiyetine girmiş, 1072-1202 döneminde Saltuklular, 1202 -1308 döneminde Anadolu Selçukluları, 1308 – 1335 döneminde İlhanlılar’ın hâkimiyetinde kalmıştır. 1380 – 1468 döneminde Karakoyunlular, 1468-1502 döneminde Akkoyunluların hüküm sürdüğü Şenkaya ve çevresi, 1514 yılına kadar Şah İsmail’e (Safeviler) tabi olmuştur. 1514 yılında Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran zaferi ile Osmanlıların eline geçmiş ise de, Osmanlı Ordusunun bölgeden çekilmesini fırsat bilen Gürcü Atabeg Kralları bölgeye hâkim olmuşlardır.

Erzurum Beylerbeyi Tekeli Mehmed Paşa Recep 956/ Ağustos 1549 tarihinde Penek ve Pernek kalelerini Gürcülerden aldı. Sonra vezir Ahmed Paşa’nın ayni yılda yaptığı Gürcistan seferi sırasında, Uzunoğlu diye meşhur Gürcü beyi elinde bulunan Kâmhis kalesi 3 Ramazan 956/ Eylül 1549 günü zapt olundu. Bulunduğu yörenin en müstahkem kalesi olan Kâmhis’ın alınması ile bölge yeniden Osmanlı idaresine geçti. Kemhis bölgesinin, sancak itibar edilerek 16 Ramazan 956/ 8 Ekim 1549 günü, Erzurum Gönüllüler Ağası Haydar Bey’e verilmiştir. Bu sancak 12 Muharrem 965/ 4 Kasım 1557 tarihinde Ardahan Sancağına bağlanmıştır. (Kâmhis bugünkü Kömürlü nahiyesine bağlı Yanıkkaval köyüdür)  

Bu günkü Şenkaya bölgesinin Bardız ve çevresi Oltu, diğer yerleri Ardahan Sancağına bağlı kalmıştır.

1877-1878 Osmanlı Rus savaşı (93 harbi) sonrasında imzalanan 3 Mart 1878 tarihli Ayastefanos Anlaşması ile bölge Rus idaresine girdi. 25 Mart 1918’de 5. Kafkas Tümeni Yarbay Mürsel Bey komitasında Oltu’ya girdi ve Oltu ile çevresi Bardız ve Şenkaya dâhil kırk yıllık Rus idaresinden kurtarıldı. Ancak Şenkaya bağlı nahiyeler 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi ile Türk sınırları dışında bırakıldı.

 İngiltere ve diğer itilaf devletleri Güneybatı Kafkasya ile birlikte Oltu ve dolaylarını da Ermenilere bırakmak niyetindeydiler. 5 Kasım 1918 tarihinde kurulan Kars İslam Şurası Wilson Prensipleri’ne dayanarak Elviye-i Selâse’deki Türk halkının hukukunu korumak amacıyla kurulmuş daha sonra 18 Ocak 1919’da Kars’ta kurulan Cenubigarbi Kafkas Hükümeti’nin çekirdeğini teşkil etmiştir. Bu hükümetin Şura şubeleri arasına Oltu’da katılmıştır. Ancak bu hükümet İngilizler’in Kars’ı işgali üzerine, İngilizler tarafından 13 Nisan 1919 tarihinde dağıtıldı. İngiliz işgalinden sonra Kars ile ilişkiler kesilince Oltu İslâm Komitesi derhal çalışmalara başlayarak Karınca Düzü’nden Kaleboğazı’na, Artvin’den Bardız ve Narman yaylalarına kadar olan bölgeleri savunma sınırları içerisinde kabul eden “OLTU ŞURA HÜKÜMETİ” ni kurdular. Bu hükümetin kuruluşu İngilizleri kuşkulandırdı. Kars’tan görevlendirilen iki İngiliz subayı ve bir manga İngiliz askeri  Oltu’ya gönderildi. Amaçları bu hükümeti dağıtmaktı. Zorla dağıtamayacaklarını anlayan İngilizler yeni bir meclisin kurulmasını ve bu meclise Rumlardan da bir üye alınmasını sağladılar. Mehmet Ramiz Beyin başkanlığında kurulan ve Şura yönetiminin yerini alan meclise “Oltu Meclis-i İdaresi” denildi. Yusuf Ziya Bey, Şakiroğlu Ahmet Bey, İzzet Bey, Sefer Efendizade Ahmet ve Rumlardan Papadapulo meclis üyesi oldular. Meclis kararlarını kendisini “Oltu Mutasarrıfı” olarak tanıtan İngiliz yüzbaşı Farel vize ediyordu. İngilizlerin Kars’a dönüşünden sonra 25 Mayıs 1919’da İngilizlerin kurduğu Meclis-i İdare toplanarak kendi kendini feshedip Yusuf Ziya Bey’in Başkanlığında “Oltu Şura Hükümeti” ni yeniden kurdular.  17 Mayıs 1920’de T.B.M.M. ile birleşme kararı ile Oltu Şura Hükümeti sona ermiş oldu.

ŞENKAYA VE ÇEVRESİ TARİHİ KALINTILAR

ŞENKAYA BARDIZ CAMİSİ

Bardız (Gaziler) Camii yerleşim yerinin tam ortasında bulunmaktadır. Bardız Camii muntazam kesme taşla yapılmış olup  (12×12 m.) kare planlıdır ve tek bir kubbe ile örtülüdür. Kubbe dıştan sekizgen bir kasnak üzerine oturtulmuştur. Caminin kuzeybatı köşesinde yükselen kare kaideli, sekizgen pabuçlu ve silindirik gövdeli tuğla minarenin şerefe altı sadedir. Caminin minaresi altına yerleştirilen ayrı ayrı üçtaş üzerine yazılı kitabeler şöyle okunur:

(Sağ taraftaki taşta yazılı beyit)

Cümle gelüp Bardız Cami’sini göreler

Ustadını kimdür deyu her dem ver haber

(İkinci taştaki yazılı beyit)

Olur, Mir Serdzade munla Ali hep hüner

Vakıf sahibi silâhşuri-i hassa-i muteber

(Batı köşedeki kitabe)

Bedi müesser oldu cami-i şerifin bihamdilillâh

Bin yüz altmış birde binası kadim biemrillah

Bu kitabelerden Caminin mimarı SERT ZADE MOLLA ALİ yaptıranıda Hassa Silahşörlerinden birisidir. Cami H.1161 /M.1748 yılında yapılmıştır.

Caminin Giriş kapısı sivri kemerlidir ve kilit taşının üstünde yer alan kitabede “Lâ ilâhe illâllâh Muhammedün resûlullah” yazılıdır.

Caminin giriş kapısının kemer alınlığında yer alan kitabede; “Fe’dhulî fî’ibâdi Ve’dhuli cenneti” (bu âyetin anlamı, Haydi iyi kullarımın arasına katıl ve cennetime gir)

Caminin güney duvarında yer alan kitabede; “ Yâ Hâfiz Yâ Mâlike’l-Mülk” ( anlamı ‘Ey koruyan, ey mülkün sahibi olan Allah)                                                                                                                                              

Caminin batı duvarındaki yedi satırlık kitabede şöyle okunur:

Bismillâhirrahmânirrâhim, 

Mâşâallah sene 1161 

Bâreka’l-lâhu rabbül-âlemin, 

Gâlu âmenna bi-rabbil-âlemin,

İllâ en yeşâel-lahu rabbül âlemin,

Anlamı, “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, Âlemlerin rabbi olan Allah mübarek eylesin, Biz âlemlerin rabbine iman ettik dediler, Ancak âlemlerin rabbi olan Allah dilerse, Alemin zikri ancak O’nadır, Allah şanı yüce olsun”.

Caminin giriş kapısının iki yanında içleri yazılarla, hendesi şekillerle ve çiçeklerle süslenmiş birer mihrabiye bulunmaktadir. Kapının sağındaki mihrabiye nişinde (Küllemâ dehale aleyhâ zekeriyyâ’l-mihrâb) âyeti ile diğerinde (Allah) ve (Muhammed) okunur. Âyetin anlamı “Zekeriya, ne zaman (mabette Meryem’in bulunduğu) odaya girdiyse” dir. (Kur’anı Kerim 3/37)

Camiye ana giriş kapısından başka, caminin kuzeydoğu köşesinde, eskiden mevcut olduğu bildirilen medreseye geçit veren ikinci bir giriş kapısı daha bulunmaktadır. Caminin son cemaat yeri yıkılmıştır. Caminin kesme taştan yapılmış mihrabı mukarnasli ve geometrik süslemelidir. Pencerelerin üzerinde sülüs yazı ile halifelerin isimleri yazılıdır.    

ŞENKAYA BARDIZ (Gaziler) KALESİ

Erzurum Senkaya ilçesi Bardiz bucağındadır.  Kalenin ne zaman ve kimin tarafindan yapildigi konusunda kesin bir bilgi bulunmamakla beraber XII.yüzyilin ortalarinda (1145-1147) Saltuklulardan  Melik İzzeddin zamanında onun büyük veziri Firuz Akay tarafından yaptırıldiği kabul edilmektedir.

Kale üç yanı Bardız Çayı ile sınırlı, kuzey, kuzeydoğu ve batısı oldukça dik ve yalçın kayalıklarla çevrili alan üzerine kurulmuş, yaklaşık 50×20 m. lik dikdörtgen bir alana oturan iç kalenin, büyük ölçüde harap olmuş girişi güneydoğu istikametindedir. Girişin iki köşesi, sur duvarlarıyla takviye edilmiştir. İç kale içerisinde erzak depoları, su sarnıçları, komutan köşkü gibi yapıların olduğu tahmin edilmektedir.   Kalenin güneybatısına yerleşim yeri yayılmıştır.

Evliya Çelebi, H.1057/M.1647 yılında Erzurum’dan Revan’a giderken Barduz (Bardız) kalesine geldiğini yazdığı  Seyahatnamesinde Bardız kalesini şu şekilde anlatır; (Cilt2, s.329) “………Akkoyunlu el Melik Izzüd-din binasidir. Kalenin ciheti ulyası cenbinde celi hat ile tarihi bu vecih ile mesturdur. Kalesi bir dere kenarinda dört köşe taş binadir. Dizdari, kızının yüzelli kadar da hayrati vardır. Cami, mescit, müfid, muhtasar hamami, çarsi ve pazari vardir.”   Evliya Çelebi kale kitabesini nakletmiş, ancak tarihini yazmamıştır. 

BANA (PENEK) KÖYÜ Kilisesi

Şenkaya Penek köyü’nde, dere aşırı kuzeyde, bir tepe üzerinde bulunmaktadır.  X. Yüzyılda yöreye hâkim olan Gürcüler tarafından yaptırılmıştır. XIX. Yüzyılda depremden çökmüş olan yapı oldukça haraptır.

Dede Korkut Oğuznameleri’nde Ban Hisarı olarak geçen kilise, halk arasında büyüklüğünden dolayı kale olarak anılmaktadır.

Kiliseden günümüze apsis bölümü ile dehlizlerin bir kısmı gelebilmiştir. Düzgün kesme taş malzeme ile yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.

BANA (PENEK) KÖYÜ ODALAR MANASTIRI

Şenkaya Penek köyünün 500 m. kuzeydoğusunda, sarp kayalık vadide yer almaktadır. Manastırın X. Yüzyıldan kalma Gürcü yapısı olduğu düşünülmektedir.

Sırtını kayalara dayayan ve kuzeyi oyularak oluşturulan manastırın birimleri, doğudan batıya doğru kademeli bir şekilde yerleştirilmiştir.  Doğuda kaya mezarları, batıda oval planlı malzeme deposu, bunun üstünde de iki katlı kilise bulunmaktadır. Yapının üst örtüsü yıkılmıştır.

KAMHIS (YANIKKAVAL) KALE VE KİLİSESİ

Şenkaya’ya bağlı Kömürlü (Balkaya) Bucağı’nın , eski adı Kamhis olan Yanıkkaval Köyünün doğusunda , bir tepe üzerinde yer alan, vadiye hakim konumda ki harap kalenin ilk kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Kale Selçuklular ve Osmanlılar tarafından onarılmıştır. Kalenin içinde bazı kalıntılar bulunmaktadır.

Köyün çıkışında bulunan kilise harap bir yapıdır.   3.00 x 4.50 m. boyutlarında, tek neften ibaret kilisenin temel seviyesine kadar yıkılmış olduğu görülür.

PERTUS (ZÜMRÜT) KÖYÜ BOBOSGİRİ KİLİSESİ

Şenkaya Zümrüt köyünün (Pertus) 3 km. doğusunda bulunmaktadır. Kilisenin IX. Yüzyıl sonu X.yüzyıl başlarında yapıldığı belirtilmektedir.  8,50 x 9.60 m2 alan üzerine oturan kilise, kapalı Yunan haçı ve tetrakonkos denilen karma plan özellikleri taşır. Giriş kapısı batı haç kolu ortasında bulunmakta ve dört paye üzerine yüksek kasnaklı kubbe ile örtülüdür. Duvarlar dışta, kademeli bir düzenleme göstermektedir.

ÖRTÜLÜ (ORTAULİ) KİLİSESİ

Şenkaya ilçe merkezinde bulunmaktadır. Kilise 6.00 x 12.00 m. Boyutlarında, doğu batı ekseninde tetrakonkos planlıdır. Doğu kanattaki apsis, dışa yuvarlak yansır. Merkezdeki kare mekan kubbe ile örtülüdür.

ŞENKAYA ZİYARET YERLERİ

ALLAHU EKBER ZİYARETİ

Akşar  (Kosor) köyü yaylasında, Allahu Ekber dağlarının en yüksek tepesinde bulunan ve moloz taşlarla çevrilmiş olan birkaç mezar vardır. Mahalli halkın rivayetine göre mezarlardan birinde çoban, diğerinde sevgilisi ve öbürlerinde ise şehit kişiler yatıyorlarmış. Burası dilek dileyenler ve murad almak isteyenler tarafından ziyaret olunurmuş.

HÜSEYİN DEDE ZİYARETİ

Yeşilkaya (Mitingir) köyü sınırları içerisinde, köyün doğu istikametinde bulunan tepenin üstünde moloz taşlarla yapılmış tek mezardır.  Yatırının ermişlerden keramet sahibi bir zat olduğu rivayet edilir.

TEKETAŞ ZİYARETİ

Teketaş  (Katris) köyü içinde, iki gözlü, dam örtülü türbe biçiminde olan binanın gözlerinden birisinde sal taşlarla çevrilmiş, baş ve ayak taşı olmayan, kitabesi bulunmayan bir mezar vardır. Mezarın yatırının evliyadan bir kişi olduğu sanılmaktadır.

Bibliyografya

Zeki Başar, İçtimai Adetlerimiz- İnançlarımız ve Erzurum ilindeki Ziyaret Yerlerimiz

H.Bekir Topdağı, Erzurum ve Çevresinde Medfun Manevi Mimarlarımız E.Konukcu, Selçuklulardan Cumhuriyete Erzurum

İ.Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi

D.Aydın, Erzurum Beylerbeyiliği ve Teşkilatı (1535-1566)

A. Demir, İslâmın Anadolu’ya Gelişi

S.Eğilmez, Erzurum Kuruluşundan Osmanlı Fethine Kadar

R. Murat Geçikli, Erzurum’da Siyasi Hayat

Ç.Ünal, Şenkaya İlçesinin Coğrafik Etüdü

H.Gündoğdu, Erzurum’da Doğa Kültür Tarih ve Sanat Eserleri

H.Gündoğdu-A.A.Bayhan-M.Arslan, Sanat Tarihi açısından Erzurum

H.Gündoğdu, Erzurum ve çevresindeki Tarihi Kalıntılar (Şehri Mübarek Erzurum)-1989

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir