Horasan daha önce Pasinler’e (Hasankale) bağlı iken (4.12.1953 tarih 6191 sayılı Kanunla) 14 Ocak 1954 tarihinde İlçe olmuş ve Erzurum’a bağlanmıştır.
Farsça olan “Horasan” kelimesinin manası “Güneş veya Güneşin doğduğu yön” anlamına gelmektedir.
Erzurum’a uzaklığı 80 km dir. Horasan Aras Nehri kenarında kurulmuş olup Kars, Iğdır ve Ağrı karayollarının kavşağında yer alır. Erzurum- Kars demiryolu da Horasan’dan geçer. İlçe merkezinin rakımı 1550 metredir. Yüzölçümü 1662 km2 olan Horsan ilçesi kuzey ve doğuda Kars, güneydoğuda Ağrı illeri, güneyde Karayazı, batıda Köprüköy, kuzeybatıda Narman ilçeleriyle çevrilidir. Horasan ilçesinin kuzeyini Erzurum-Kars platosu, güneyini Karayazı-Aras dağları engebelendirir. İlçenin orta kesimi Pasinler-Iğdır çöküntü alanı üzerindedir.
Aras nehri Horasan’ın en önemli akarsuyudur ve Zars çayı ile Serküllü çayını alarak ilçe arazisini boydan boya geçer. İlçede temel ekonomik etkinlik tarım ve hayvancılıktır. Horasan İlçesi Aliçeyrek köyünde düşük kalorili linyit yatakları vardır.
Horasan Belediye Başkanlığı 1952 yılında kurulmuştur.
1963-1968, 1968- 1973, 1973-1977, 1977-1984 dönemlerinde Nusret Atilla,
1984-1989 dönemi Cemil Çolak,
1989 – 1994 dönemi Dursun Şen,
1994-1999 ve 1999-2004 dönemleri Nurettin Aydın,
2004 – 2009 ve 2009- dönemi Abdul Hatem Bastem Belediye Başkanlığına seçilmişlerdir.
Horasan ilçesine bağlı Yazılıtaş Köyü’nde bulunan Urartu yazıtları, yörenin yerleşim tarihinin M.Ö. 4. yüzyıla uzandığını göstermektedir. Milattan önce Asurlular, Urartular, Medler, Persler ve Romalıların hâkim olduğu yöre, milattan sonra Sasani, Arap, Bizans arasında sürekli el değiştirmiştir.
Büyük Seleçuklu Devleti zamanında Semerkant Horasan’ından bu bölgeye gelen Seyyit İsmail Kemaleddin (Horasan Baba) ve 6 kardeşinden (Hasan Dede, Veli Baba, Güreşken Baba, Postlu Baba, Gözlü Baba, Yağan Baba) meydana gelen kabile, o zamana kadar USKUHAT ismini taşıyan köye Horasan ismini vermiş ve buraya yerleşmişlerdir. Horasan yöresi Malazgirt savaşından sonra Selçuklu hâkimiyetine girdi. 1237’den sonra bölgeyi sürekli yoklayan Moğollar 1242 yılında Baycu Noyan kumandasındaki ordu ile buradan geçerek Erzurum’u istila etti. 1256 yılında Moğolların yerini İlhanlılar almıştır.
XI. yüzyılın ikinci yarısından XV. Yüzyıl son çeyreğine kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya hâkim olan Karakoyunlu Türkmenleri 11 Kasım 1467’de Akkoyunlu’larla yaptıkları savaşta yenilmiş ve Pasin bölgesi Akkoyunlu hükümdarı, Osmanlı kaynaklarında Hasan-ı Dıraz diye belirtilen Uzun Hasan (1453-1478) hakimiyetinde kaldı. 1501 yılında Safevi (İran) hükümdarı Şah İsmail son Akkoyunlu hükümdarı Elvend’i Nahçivan yakınında mağlup etti. Akkoyunlular bölgeden göç ederek Osmanlılara sığındılar. Pasin bölgesi tamamen ıssızlaştı ve Akkoyunlu Devleti son buldu.
1502- 1514 yılları arasında Şah İsmail hâkimiyetinde olan bölge harap ve ıssız kalmıştır. Osmanlılar tarafından zapt edilen ve sancak olarak teşkilatlandırılan Pasinler Sancağı 1535 yılında kurulmuş 25 Mayıs 1535 tarihinde Dulkadirli Şahruh Bey’in oğlu Ali Bey sancak beyi olarak tayin edilmiştir.
1828 – 1829 Rus savaşında bölge Temmuz 1829 tarihinde ilk Rus işgaline uğramış 14 Eylül 1829 Edirne anlaşması sonucu tekrar esaretten kurtulmuştur. Üç aylık Rus işgali bölgeye büyük zararlar vermiş, nüfusun azalmasına sebep olmuştur.1877 yılına kadar Doğu Anadolu bölgesinde herhangi bir dış baskı olmamıştır.
93 Harbi olarak bilinen (1293)1877-1878’de meydana gelen Osmanlı Rus Savaşında istilaya uğramıştır. 13 Temmuz 1878 tarihli Berlin anlaşması ile yeni hudut, Narman, Bardız çayı, Yeniköy, Karaurgan, Mıcıngerd, Köse Dağ hattından geçirildi. Horasan Ruslar ile hudut oldu.
1.Dünya savaşında 9.Ocak.1916 tarihinde Ruslar tarafından işgal edilen Horasan ve çevresi 16 Mart 1918’de düşman işgalinden kurtulmuştur.
Horasan İlçesi’ne yaklaşık 10 km Erzurum’a 102 km mesafede bulunan Hızırilyas Köyü’nde 2009 yılında yapılan çalışmalar sonucunda 64 metre derinlikten 11 lt/sn debiye ve 57 ºC sıcaklığa sahip jeotermal su elde edilmiştir. Horasan Kaymakamlığı’nın yaptığı çalışmalar ile alanda var olan tesisler kısmen iyileştirilmiş ve 8 m uzunluk, 4 m genişliğe sahip iki havuz yapılmıştır. Cilt hastalıkları, romatizma, kadın hastalıkları ve kemik kireçlenmeleri için şifa kaynağı olduğu belirtilen termal suyun bikarbonat, klorür, sülfat, kalsiyum, karbondioksit gazıiçerdiği tespit edilmiştir.
Rezervi bir hayli büyük olan ve kükürt derecesi insan sağlığına yararlı derecede olduğu
kanıtlanan kaplıcanın tanıtımının ve tesisleşmesinin yapılması gerekmektedir.
HORASAN İLÇESİ TARİHİ KALINTILAR
HASANBEY KALESİ
Hosaran ilçesinin güneydoğusunda, Hasanbey Köyüne 1 km . uzaklıkta, ovanın ortasında yükselen bu kale, gösterdiği kaliteli işçilik bakımından Tunç ve Demir Çağlarından, Ortaçağ sonlarına kadar iskân görmüştür. Ana kayaya oturtulmuş sur izleri ile kaya içerisine oyulmuş 70 basamaklı bir merdivenle suya inilen tünel, Urartu özelliklerini göstermektedir.
IĞIRBIĞIR KALESİ
Horasan İlçesi Iğırbığır Köyünün 600 metre kadar kuzeybatısında, ovaya hakim noktada , 132×50 metre ölçülerinde bir alana oturan kalenin kuruluşu gösterdiği inşa tarzı itibariyle Urartu Kalesi olduğu belirtilmektedir. Sur duvarları üzerinde düzenli aralıklarla kule ve destekler bulunur. Yukarı Kale olarak adlandırılan bu kalıntının aşağısında, daha küçük ölçülerdeki ikinci kale ise Aşağı Kale olarak tanınır. Seramik buluntuları, burasının Osmanlı döneminde de iskân gördüğünü ortaya koymaktadır.
ALİ ÇEYREK KÖYÜ KAYA KİLİSESİ
Horasan Aliçeyrek köyünde bulunmaktadır. Burası aslında Urartu dönemine (M.Ö.600) kadar uzanan bir kaya mezarı olup, daha sonradan şapel haline dönüştürülmüştür. Dikdörtgen planlı olarak kayaya oyulmuş kiliseye iki basamaklı bir merdivenle çıkılır. Asıl ibadet yeri 3.40×5.10 metre boyutlarında olup, apsise doğru kısmen daralır. Apsisin iki yanında birer geçitle ulaşılan hücreler bulunmaktadır. Bu hücrelerin pastaphorion hücreleri olduğu anlaşılmaktadır. Apsisin önündeki sunak çukuru, Urartulardan kalmadır. Duvarlarda Malta haçı tezyinat sembol olarak, Hıristiyanlık dönemini işaret etmektedir.
HORASAN İLÇESİNDEKİ TÜRBE VE ZİYARETLER
AHMET EFENDİ ZİYARETİ
Ahmet Efendi ziyareti, Horasan ilçesi Dalbaşı (Zars) köyü mezarlığında moloz taşlardan yapılmış kitabesi olmayan bir mezardır. Ahmet Efendi’nin ermişlerden keramet sahibi bir kişi olduğuna inanılır.
ARDILI HASAN DEDE BEY
Ardılı Hasan Dede Bey, Horasan ilçesi Ardı köyündendir. Köyün adı “dağın arkasında” anlamına gelmektedir. Hasan Dede Ardı köyü beylerindendir. Erzurum Yetim Hoca medresesinde okumuştur. Büyük bir alimdir. 1948 yılının sonbaharında 75 yaşında rahmetli olmuştur. Manevi mimarlarımızdandır. (M.S.Aras, Erzurum’un Manevi Mimarları)
BÜYÜK POSTLU BABA ZİYARETİ
Kadı Celal Köyünün batısındaki Büyük Postlu Dağı’nın eteğinde, moloz taşlarla yapılmış dört metre uzunluğunda, kitabesi olmayan bir mezardır. Yatırı Postlu Baba’nın hayatı boyunca postundan ayrılmayarak gece gündüz ibadet eden ermişlerden bir kişi olduğu ve Horasan Baba’nın kardeşi olduğu rivayet edilmektedir.
ESKİCİ BABA ZİYARETİ (Pineci Baba)
Pinadüz köyünün güneyinde ki dağın tepesinde moloz taşlarla çevrilerek muhafaza altına alınmış mezarın yatırı Eskici Baba’nın keramet ehli bir zat olduğu rivayet edilir.
HACI AHMET BABA TÜRBESİ
Sanamirli Hacı Ahmet Baba , 1793 yılında doğmuştur. Peygamber soyundan geldiği halk arasında yaygın rivayettir. Sanamir (Hacı Ahmet) köyü içinde ikamet ettiği evinin bir odasına defnedilmiştir. Bu bina Hacı Ahmet Baba’nın sağlığında irşad ve ibadet evi, ölümünden sonra türbesi olmuştur. Mezarının baş tarafına sarığı konulmuş ve kabir yeşil bir örtü ile kapatılmıştır. Mezarında ve türbesinde herhangi bir kitabe yoktur. Rufa’i tarikatı şeyhi olan Hacı Ahmet Baba, hayatı boyunca islâma ve insanlığa hizmet etmiş, 120 yaşında iken H.1329/ M.1913 yılında vefat etmiştir.
HASAN DEDE ZİYARETİ
Horasan ilçesi Camii Kebir Mahallesi tepesinde muhafaza duvarları içine alınmış bir mezardır. Hasan Dede’nin Horasan Baba’nın kardeşi olduğu, diğer kardeşleri (Veli Baba, Güreşken Baba, Postlu Baba, Gözlü Baba, Yağan Baba) ile birlikte (Semerkand –Buhara) Horasan’ından geldikleri ve ilk adı Uskuhat olan bu yerin adını Horasan koyarak ahaliyi irşad etmeye başlamış erenlerden olduğu rivayet edilir. Horasan ilçe olduktan sonra bu tepe şehir mezarlığı haline sokulmuştur. Bu mezarlıkta Ermeni eşkıyası ile mücadele ederken şehit düşen Kolağası Mehmet, Yüzbaşı Hacı Ahmet, Nadir Ağa, süvarı çavuşu Ağrı’lı Osman, küçük Ahmet, Urfa’lı Hasan çavuş ve Diyarbakırlı Hasan onbaşının mezarları vardır.
HORASAN BABA TÜRBESİ
Horasan İlçesi Aşağı Mahalle Camii ile bitişik 2,5 metre yükseklikteki duvarları taş ve çimento harcı ile örülmüş, üzeri basit bir çatı ile kapatılmış, tek gözlü bir yapıdır. Burada 4 sıra üzerine 24 mezar görülmektedir. Mezarlar yarım metre yükseklikte olup moloz taşlarla yapılmıştır. Horasan Baba’ya ait olduğu söylenen mezarın kitabesi yoktur. Başka yerden getirildiği anlaşılan kesme taşın mezar baş taşı olarak konulduğu görülmektedir. Horasan Baba’nın kimliği ve adı hakkındaki bilgi Yağan Baba Vakfiyesi’nde geçmektedir. “Hazreti Peygamber Aleyhissalâtu ve’sselâm’ın hicretinden 440 yıl sonra (M.1062) mübarek Recep ayının ortalarında kaleme alındı” diye başlayan vakfiyede “ Seyyidu’-sâdât (Seyyidlerin seyyidi) Kutbu’l-aktâb Seyyid Şerif Kemâluddin Baba, Horasan Semerkandî Buhârî” diye bahsedilmektedir. Buna göre asıl adı Şeyh Kemaleddin olan ve Semerkant Horasan’da İmadüddin Zengi kabilesi torunlarından olup Horasan Baba diye anılan bu zat (Hasan Dede, Veli Baba, Güreşken Baba, Postlu Baba, Gözlü Baba ve Yağan Baba) kardeşleri ile birlikte bu bölgeye gelmiş Horasan Erenlerindendir.
KARA ŞEYH ZİYARETİ
Ardı Köyü mezarlığında, moloz taşlarla örülmüş, kitabesi olmayan bir mezardır. Yatırının ermiş bir zat olduğu rivayet edilir.
KUBBELİ ZİYARETİ
Yazılıtaş Köyü Şalharap Komunun güneydoğusundaki Büyük Kızlar Dağı eteğinde bir kümbet vardır. Kümbet kesme taşla yapılmış, silindirik planlıdır. Mahruti olan kubbesi kısmen yıkılmıştır. Kapısı kuzey doğuya açılır. Küm betin içinde moloz taşlarla yapılmış iki mezar vardır. Kümbette ve mezarlarda kitabe olmadığından yatırlarının kimlikleri bilinmemektedir.
KUZUÇAM BABA ZİYARETİ
Muratbağ (Maslahat) köyü sınırında, Katranlı dere semtinde, Kuzuçam dağının tepesinde moloz taşlarla çevrili 6 adet mezar vardır. Yatırları hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Halk arasında şehit kişiler olduğu rivayet edilir.
KÜÇÜK POSTLU BABA ZİYARETİ
Harçlı köyünün doğusundaki Küçük Postlu Dağı yamacında, moloz taşlarla yapılmış, kitabesi olmayan bir mezardır. Yatırının ermişlerden bir kişi olduğu rivayet edilir.
VELİ BABA TÜRBESİ
Aras (Veli Baba) köyünün güneydoğu kenarında, duvar içine alınan köy mezarlığının, kırmızı düzgün kesme taştan yapılmış, 5x5x3 m. boyutlarında kare planlı üzeri taş kubbe ile örtülmüş bir kümbettir. Doğuya bakan kapısının üzerinde 45×60 cm ölçüsünde kitabesi bulunmaktadır . İki taş merdivenle inilerek kümbete girilir. Türbede iki tahta sandukalı mezar vardır. Kitabeleri olmadığından kimlikleri belli değildir. Bu mezarlardan birinin “Veli Baba” adıyla anılan Horasan Erenine ait olduğu, diğerinin kız kardeşine ait olduğuna inanılır. Veli Baba’nın, Yağan ve Horasan Baba ile birlikte buraya geldikleri rivayet edilmektedir.
Veli Baba Türbesi kapısı üzerindeki dört satırlık yazıyı Z.Başar şöyle okumuştur;
Tarih’i tecdit
…dır bu mekân…………….. x Fatiha kıl ruhuna olsun her zaman
…. (kıl) da külli inhidam….x Tacdit etti Ahmed ağa bâ tamam
…. İbni şeyh seyyid Ömer.x Cennetül-Huld olsun ol …
…. İ dedi (tâmiyeli) tarihin x Etdi ihya bu makamı …
Bu kitabeden türbeyi harap vaziyetten Ahmet Ağa’nın kurtarıp tamir ettirdiği anlaşılmaktadır.(A.Ş.Beygu Erzurum Tarihi)
Bibliyografya
A.Ş. Beygu, Erzurum Tarihi 1936
Z. Başar, İctimai Adetlerimiz, İnançlarımız ve Erzurum ilindeki Ziyaret Yerlerimiz
H.H. Kadıoğlu, Kutlu Pasin’in Kutlu Yedi Ereni
H.B. Topdağı, Erzurum ve çevresinde Medfun Manevi Mimarlarımız
S. Bulut, Erzurum’da İz Bırakanlar
M.Sıtkı Aras, Erzurum’un Manevi Mimarları
H.Z.Koşay, Erzurum ve Çevresinin Dip Tarihi,
B.Darkot, Erzurum İ.A.
E.Kürkçüoğlu, 1998 Erzurum Yıllığı,
D.Aydın, Erzurum Beylerbeyiliği ve Teşkilatı
A.Demir, İslamın Anadoluya Gelişi
O.Turan, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi
O.Turan, Selçuklular zamanında Türkiye
İ.H.Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi
E.Konukçu, Selçuklulardan Cumhuriyete Erzurum
S. Eğilmez, Erzurum Kuruluşundan Osmanlı Fethine Kadar
H.Gündoğdu – A.A.Bayhan-M.Arslan, Sanat Tarihi Açısından Erzurum