,Olur 1958 yılında İlçe yapılmıştır.  Topraklarının küçük bir bölümü  Doğu Anadolu Bölgesi, diğer bölümü Karadeniz Bölgesi sınırları içerisinde kalmaktadır.    Olur’un yüz ölçümü 820 km2, Rakımı 1300 m.dir. Erzurum’a  170 km  mesafededir. Olur, batı ve kuzeyde Artvin ,doğuda Ardahan İli, güneydoğuda Şenkaya, güneyde de Oltu ilçeleriyle çevrilidir. İlçe arazisini Yalnızçam dağlarının güneybatı uzantıları engebelendirir.  Olur’un sularını Tavuzker Deresi ile Olur Çayının katıldığı Oltu Çayı toplar.  2800 rakıma varan yaylalarda her türlü yeşil floraya sahip düzlükler görmek mümkündür.

Bölgenin tarih çağı M.Ö.IX. yüzyıl sonlarında başlamaktadır.  Van kalesi yerindeki Tuşpa şehrini başkent edinen Khaldi-Urartu Devletinin hükümdarı Menua (M.Ö.810-785) ya ait çivi yazılı belgelerde, Çoruh boyları Asyanik ahalisi Kulka adı ile anılmaktadır. Urartu İmparatoru II.Sarduri (M.Ö.753-735) Çoruh boylarındaki Kulka-ni (Kulka yurdu) krallığını yenerek bu bölgeyi hakimiyeti altına almıştır.

M.Ö.680 yılında Kafkasları aşıp gelen akıncı Saka Türkleri, Asurluları yenerek Kür, Aras, Çoruh ve Karasu boylarına yayılmışlar,  Saka kabileleri  yerleştikleri yerlere kendi boy isimlerini vermişlerdir. Yukarı Kür boylarında “Gogar”lar, Aras Nehri boylarında “Phasianlar”, Karasu boylarında “Khalyblar”, Tortum-Oltu-Narman – Şenkaya-Olur – Yusufeli  bölgesine “Taoklar”, Çoruh Nehri boylarında “Saspir”ler yerleşmiş ve bu yerlere isimlerini vermişlerdir. 

M.Ö.626 yıllarında Med (İran) İmparatorluğunun  sürekli saldırılarına maruz kalan Saka’lan, Med’lere tabi olmuşlardır.  Med’lerden sonra Pers’lerin Doğu Anadolu Bölgesi sürekli savaşlarla el değiştirmiştir. M.Ö. 140 yıllarında bir devlet kuran Partlar (Büyük Arsaklılar) ile M.Ö. 65 yıllarında Doğu Anadolu’yu ele geçiren Romalılar arasındaki savaşlarda bölge sürekli el değiştirmiştir. M.S. 430 yıllarında Bizanslıların eline geçen Çoruh boyları Bağarat sülalesinin ülkesi olmuştur. Bağaratlıların menşei , Ermeni ve Gürcü destanlarında belirtildiği gibi Türkçe oğuznâme rivayetleride , Küçük Arsaklı hanlığı sırasında Çoruh Boylarına yerleşen Türk “Kam” (Şaman) ailesi olarak gösterilmiştir. Bilahare bu sülale Gürcülerle kaynaşmış ve Gürcü krallığına yükselmiştir. Oltu bölgesine hakim olan Bağratlı Gürcü Kralı III.David zamanında ,1018 yılında Bizanslılar savaş sonrası  Gürcüleri yenerek bu sülaleyi kuzey doğuya sürmüşlerdir.

Selçuklu Sultanı Alp Arslan ( 1071) Malazgirt Zaferini müteakip  kumandanlarından her birine Anadolu’nun muhtelif bölgelerini fethetmek görevini verirken, Erzurum ve havalisini de Emir Ebû’l-Kasım Saltuk’a   ikta olarak verdi. Bu bölge (Oltu ve çevresi)  1124 yılına kadar Saltuklu Beyliği idaresinde kaldı.

1124 yılında Gürcistan Bagratlı Krallığı hıristiyan Kıpçak (Kuman)lar ile anlaşarak sınır boylarını güçlendirdiler. Çoruh boylarını Saltuklu hakimiyetinden alarak Oltu – İspir bölgesine yerleşen Kıpçaklar, bölgedeki Müslümanlar üzerinde baskı kurmaya başladılar.  Gürcülerin İslam beldelerini istila etmeleri  Harzemlileri harekete geçirmiş, Oltu ve çevresi Harzemliler tarafından geri alınarak Kıpçakların hakimiyetine son verilmiştir. Oltu bölgesinde1225-1226 yıllarında Harzemlilerin Gürcü Kıpçaklarla yaptığı savaşta şehit düşen Harzemli komutan olan zatın türbesine bu gün  Mısri Zinnun türbesi  denilmektedir.

1202-1230 döneminde Erzurum Selçuklu Devleti, 1230-1256 döneminde Anadolu Selçuklu Devleti idaresinde olan bölge, 1256-1336 döneminde İlhanlı Devletinin hakimiyetinde kalmıştır.  İlhanlıların son yıllarında Erzurum bölgesine İlhanlı Valisi Sutay Noyan oğlu Hacı-Togay hakimdi ve Oltu çevreside bunun idaresindeydi.

Moğol istilası ile Doğu Anadolu’ya gelen, Oğuzların Bayındır boyundan olan Akkoyunlular bu  havaliye hakim oldular. 1375 yılında Karakoyunlu Türkmen Aşiretinin Duharlu oymağından  Bayram Hoca Akkoyunlu oymaklarını idaresi altına almıştır. 1394 yılında Çağatay Hükumdarı Timur Karakoyunluları yenerek Oltu ve çevresini idaresi altına almıştır. Karakoyunlu Türkmenlerin üçüncü hükümdarı Kara-Yusuf, Timur’un ölümünden sonra 1405 senesinde tekrar bölgeye hakim olmuştur. Akkoyunlu Devletinin Hükümdarı Uzun Hasan döneminde bölgede yapılan savaşlar sonucu 1467 yılından sonra Oltu bölgesi Karakoyunlu hakimiyetinden çıkmıştır.

Acara, Şavşat, Kılarcat (Artvin-Ardanuç) ve Taok (Oltu – Olur-Tortum –Yusufeli) bölgesini içine alan Yukarı Kür ve Çoruh bölgesine 1280 yıllarında kurulan “Atabeğler” hükümetinden dolayı bütün bu yerlere (Sa-Atabego) Atabek Yurdu adı verilmişti ve yönetim merkezi Ahiska idi. Din ve mezhepleri ile yazı dilleri yüzünden bu hükümet de Gürcistan’dan sayılıyordu. 1502 – 1516 yıllarında Mirza Çabuk Atabek Kralıydı ve Akkoyunluların zayıflamasından istifade ederek 1502 yılında bölgeyi işgal edip hakimiyeti altına almıştır.

Bu günkü Erkinis ile Olur kazası arasındaki dağlık mintikanın adı Tavuskâr idi. Gürcü beylerinden Mervan’ın elinde bulunan Tavuskâr ilinin dört kalesi, H.957/M.1550 yılında,Osmanlı Devleti  Erzurum Beylerbeyi Kara-Şahin Mustafa Paşa tarafından fethedildi. 5 kalesi 17 mamur köyü, 418 nüfusu bulunan Tavuskâr ili 8 Zilkâde 957/ 18 Kasım 1550 tarihinde Sancak hâline getirildi ve Sancak Beyliği Rıdvan Bey’e verildi.   

1877-1878 Osmanlı Rus savaşı (93 harbi) sonrasında imzalanan 3 Mart 1878 tarihli Ayastefanos Anlaşması ile Olur ve çevresi  Rus idaresine girdi. 25 Mart 1918’de 5. Kafkas Tümeni Yarbay Mürsel Bey komitasında bölgeye girdi ve Olur kırk yıllık Rus idaresinden kurtarıldı. Ancak Olur 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi ile Türk sınırları dışında bırakıldı. İngiltere ve diğer itilaf devletleri Güneybatı Kafkasya ile birlikte Olur ve dolaylarını da Ermenilere bırakmak niyetindeydiler.       5 Kasım 1918 tarihinde kurulan Kars İslam Şurası Wilson Prensipleri’ne dayanarak Elviye-i Selâse’deki Türk halkının hukukunu korumak amacıyla kurulmuş daha sonra 18 Ocak 1919’da Kars’ta kurulan Cenubigarbi Kafkas Hükümeti’nin çekirdeğini teşkil etmiştir. Bu hükümetin Şura şubeleri arasına Oltu ve çevresi de katılmıştır. Ancak bu hükümet İngilizler’in Kars’ı işgali üzerine, İngilizler tarafından        13 Nisan 1919 tarihinde dağıtıldı. İngiliz işgalinden sonra Kars ile ilişkiler kesilince Oltu İslâm Komitesi derhal çalışmalara başlayarak Karınca Düzü’nden  Kaleboğazı’na, Artvin’den Bardız ve Narman yaylalarına kadar olan bölgeleri savunma sınırları içerisinde kabul eden “OLTU ŞURA HÜKÜMETİ”ni kurdular. Bu hükümetin kuruluşu İngilizleri kuşkulandırdı. Kars’dan görevlendirilen iki ingiliz subayı ve bir manga İngiliz askeri  Oltu’ya gönderildi. Amaçları bu hükümeti dağıtmaktı. Zorla dağıtamayacaklarını anlayan İngilizler yeni bir meclisin kurulmasını ve bu meclise Rumlardan da bir üye alınmasını sağladılar. Mehmet Ramiz Beyin başkanlığında kurulan ve Şura yönetiminin yerini alan meclise “Oltu Meclis-i İdaresi” denildi. Yusuf Ziya Bey, Şakiroğlu Ahmet Bey, İzzet Bey, Sefer Efendizade Ahmet ve Rumlardan Papadapulo meclis üyesi oldular. Meclis kararlarını kendisini “Oltu Mutasarrıfı” olarak tanıtan İngiliz yüzbaşı Farel vize ediyordu. İngilizlerin Kars’a dönüşünden sonra 25 Mayıs 1919’da İngilizlerin kurduğu Meclis-i İdare toplanarak kendi kendini feshedip Yusuf Ziya Bey’in Başkanlığında “Oltu Şura Hükümeti”ni yeniden kurdular.  17 Mayıs 1920’de T.B.M.M. ile birleşme kararı ile Oltu Şura Hükümeti sona ermiş oldu ve Olur 1922 tarihinde Nahiye olmuş ve  Oltu’ ya bağlanmıştır.

Olur 1958/Nisan ayında  İlçe yapılmış ve ayni yıl (1958) Olur Belediyesi kurulmuştur. 

 Bölgedeki gözetleme kuleleri, kaleler aynı zamanda kiliseler yörede yerleşimin çok eskiye dayandığını kanıtlamaktadır. İlçemiz Keçili köyünde VANK kalesi, bunun yanında Yıldızkaya köyünde tabii mağara gezilip görülmeye değer yerlerdendir. Ayrıca İlçemize bağlı Köprübaşı, Aşağı Karacasu, Beğendik köylerinde gözetleme kaleleri bulunmaktadır.  

OLUR VE ÇEVRESİNDEKİ TARİHİ KALINTILAR

KALELER, GÖZETLEME KULELERİ VE ÖREN YERLERİ

 Oltu , Olur, Yusufeyi ve Artvin güzergahındaki küçük kaleler, gözetleme kuleleri bakımından oldukça zengindir. Bunların hemen tümünün geçit bölgelerini kontrol eden ortaçağ karekterli yapılar olduğu bilinmektedir. Bazılarının onarılarak Osmanlı döneminde de kullanılmış oldukları dikkati çekmektedir.

Gözetleme kulesi olarak yapılan kalelerin ilki Oltu-Olur-Yusufeli yol kavuşumunda bulunan KÖPRÜBAŞI KÖYÜNDEDİR.  Diğerleri AŞAĞI KARACASU (Aşağı Peneskirt), BEĞENDİK (Pitanos), KALEDİBİ, FİLİZLİ(Keleşat), KEÇİLİ (Niyakom), SARIBAŞIK Köylerindeki gözetleme kuleleridir.

PETRUS (EĞLEK) ÖREN YERİ VE KALESİ

Olur İlçesinin güneybatısında, şehre 17 km uzaklıkta Pertus denilen tepenin üzerinde Rum – Ponsut kralı Dikran’ın kurduğu Pertus Şehri harabeleri bulunmaktadır. Tam bir harabe şehir görüntüsü veren ören yerinde kilise, ev  ve bunlara benzer yapıların temelleri görülebilmektedir.

KEÇİLİ KÖYÜ VAVUSER TEPESİ NİYAKOM (Nikoma, Vank, Kalmahi, Vaçedzori) MANASTIRI

Olur’un 25 km kuzey batısında Ulahur Boğazı – Vank deresi ve Perisor Dağlarının alçalarak Vank tepesi ili birleşim yerinde kurulmuştur. Manastıra, 12 km yakınındaki Çataksu köyünden gidilmektedir. Üç yandan kayalıklarla çevrili kalenin şekli araziye uydurulmuş üçgen biçimindedır.  Kale içinde meydanda sarnıçlar, ambarlar yer almaktadır. Kale yakınlarında Rum – Pontus devleti zamanında onarımlar geçirmiş birde manastır bulunmaktadır. Bu manastır bir kilise, beş şapel, işlevi belirlenemeyen dikdörtgen planlı iki yapı ve çan kulesinden oluşmaktadır.

Dıştan dışa 15,30×11.00 m.boyutlarında olan kilise, kapalı haç planındadır.Kesme tastan ve kireçli harçtan bazilikal tipte inşa edilmiş olan kilisenin ortası kubbelidir.

Kilise girişinin bulunduğu batı yönde, üç bölümlü düzenlenmiş iki narteks vardır. Batı taraftaki çan kulesi iki katlı bir düzenlemeye sahiptir. Kulenin alt katı baldakan düzenlemeli, üst katı sekizgen planlıdır.   Sonraları çeşitli onarımlar geçiren yapıda üzerleri çeşitli bitki motifleriyle dekore edilmiş sütun, kapı ve pencere süsleri, kilisenin sanat değerini artırmaktadır.

ÇATAKSU (TAVUZKER) KÖYÜ KİLİSE HARABELERİ

Olur bölgesinin en zengin kalıntıları burada bulunmaktadır. Adını Türk oymaklarından alan ve TAV-ELİ adıyla bilinen Tavuzker  XIX. Yüzyılda önemli bir yerleşim yeri ve Osmanlı Sancak Merkezi iken, 1877-1878 Osmanlı-Rus harbi sırasında Ermeniler tarafından yakılıp yıkılmış, bu olaylardan dolayı eski özelliğini yitirmiş ve köy olarak günümüze gelmiştir.  Köyün orta kısmında bulunan düzlükte iki ayrı Hıristiyan cemaatine ait biri yuvarlak planlı, diğeri bazilikat planlı iki kilise kalıntısı vardır. Her iki kiliseninde bazı kısımları temeline kadar yıkılmış, bazı kısımların duvarları da  3-4 m. kadar ayakta kalmıştır.

ÇATAKSU (TAVUZKER) KÖYÜ CAMİİ VE KÜLLİYESİ

XVII. ve XVIII. Yüzyıllarda Doğubayazıt’taki İshak Paşa soyuna dayanan Beylerin, Oltu Sancağına bağlı bir kol olarak Çataksu’da oturdukları bilinmektedir. Bu köyde oturan Derviş Mehmed adlı beyin  XVII. Yüzyılda yaptırmış olduğu  bir saray, bir hamam, baldaken tarzında bir türbe ve çoğunluğu ahşap malzemeden yapılmış bir camiden oluşan külliye bulunmaktadır.

Saray, 1940’lı yıllarda harap olmuş ve ortadan kalkmıştır. Hamam, sarayın 100 m. Kadar kuzeybatısında olup, sadece külhan ve yıkanma hücresinin yarısı ayakta kalmış, diğer yanları derenin taşması neticesi yıkılmıştır.

Baldaken türbe, dört yanı açık, altı kesme taş, üstü tuğla kemerler üzerine kubbe ile örtülü bir yapıdır.  Ortasında Hamşi Oğullarından bir kadına ait mezar bulunmaktadır.

Çataksu Camiinin giriş kapısındaki kitabede Caminin, H.1082 (M.1671) yılında Derviş Mehmed bey tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Cami, büyük ölçüde onarım geçirerek günümüze ulaşmıştır. Ahşap boyama ile süslü tavanı, ahşap direkleri, ahşap minberi ve altı ahşap direğe oturan son cemaat yeri ile muhteşem bir eserdir. 

Dışardan basit görünen taş duvarlarının aralarında yer yer ahşap kirişlerin bulunduğu camiin orijinal pencere şebekeleri de ahşaptandır. Caminin üzeri basık, dört yana meyilli, pramidal bir çatı ile örtülü olup, oluklu kiremitlerle kaplanmıştır.

OLUR ZİYARET YERLERİ

KARAOĞLAN ZİYARETİ

Yukarı Karacasu (Peneskirt) köyünün kuzeydoğu istikametindeki yüksek ve sivri Evigen dağının tepesinde, moloz taşlarla çevrilmiş tek mezardır. Yatırının şehit bir kişi olduğu rivayet edilmektedir. Bölge köylüleri ziyaret etmektedir.

MİKÂF ZİYARETİ

Ormanağzı (Karnavaz) köyünün sınırları içinde, Kotek tepesi üstünde, moloz taşlarla çevrilmiş tek mezardır. Yatırının bir şehit kişi olduğu sanılarak ziyaret edilmektedir.

SARIBABA ZİYARETİ

Olgun (Akurtis) köyü sınırları içindeki Sarıbaba adı verilen dağların en yüksek tepesinde, moloz taşlarla çevrilmiş tek mezardır. Bölge halkı tarafından ziyaret edilir.

Bibliyografya

Z. Başar, Erzurum ilindeki Ziyaret Yerlerimiz

E.Konukcu, Selçuklulardan Cumhuriyete Erzurum

İ.Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi

H.Gündoğdu, Erzurum ve Çevresindeki Tarihi Kalıntılar

D.Aydın, Erzurum Beylerbeyiliği ve Teşkilatı (1535-1566)

S. Eğilmez, Erzurum Kuruluşundan Osmanlı Fethine Kadar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir