ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE

Erzurum Tebriz Kapı semtinde, şehri çevreleyen dış surların doğu kısmına bitişik olarak inşa edilmiştir. Bu medrese kitaplarda ve bazı vesikalarda şu adlarla anılmıştır: HAND HATUN Medresesi, HANDE HATUN Medresesi, HATUNİYE Medresesi, ÇİFTE MİNARELİ Medrese.

En yaygın ve kullanılan ismi ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE’ dir. İsmini Taç kapının iki tarafında bulunan minarelerden almaktadır. Medresenin üstünde kitâbesi bulunmadığı için yapılış tarihi bilinmemektedir.

Günümüze kadar yapılan araştırmalarda Çifte Minareli Medrese’nin İlhanlılar tarafından XIII. asrın son çeyreği ile XIV. asrın ilk on yılı içinde ve YAKUTİYE Medresesinden evvel yapıldığını yazanlar olduğu gibi, Selçuklu dönemi eseri diyen araştırmacılarda, Anadolu Selçuklu medreseleri içerisinde Erzurum Çifte Minareli Medrese’nin mimari özellikleri ve taş süslemeleri ile ayrı bir yere sahip olduğunu, XIII. asrın sonlarına doğru yapılan, tezyinatı yarım kalan şaheser bir mimari yapı olduğunu belirtmekteler. Araştırmacıların bir kısmı da 13. Yüzlımda Erzurum’da yaşadığı bilinen ve bu medreseyi yaptıracak kadar kudretli olan İlhanlı Şehzadesi Keyhato’nun zevcesi Hudavent Padişah Hatun’dur demektedirler. 

Selçuklularda günümüzdeki fakültelere eş anlamda eğitim yapan kültür, bilim ve sanat konularında elemanların yetiştirildiği yapılara “medrese” denir. İlk medreseler camilere ve mescitlere bağlı, onların yanında veya içinde öğretime ayrılmış özel yerlerdir. Selçuklu sultanları kendi adlarına olduğu kadar eşlerinin adına da çoğu tıp alanında öğrenim veren medreseler inşa ettirmişlerdir.

Çifte Minareli Medrese, Anadolu’nun en büyük açık avlulu, iki katlı, dört eyvanlı ve revaklı, 35x 48 m. boyutlarında dikdörtgen bir alan üzerine kurulmuştur. Medrese 5,20 m derinliğinde bir dehliz oluşturan sivri beşik tonozlu giriş eyvanından geçilerek varılan 30,50 x 12,20 m. boyutlarındaki uzun dikdörtgen avlunun üç tarafından sivri kemerler yardımıyla on dört sütuna oturan iki katlı revaklarla çevrilidir. Sütunların çoğu silindirik, dördü sekizgen gövdeye sahiptir. Girişin sağında 5,80 x 5,80 m. boyutlarında olan kubbe örtülü kare planlı mescit yer almaktadır. Zemin katta 19, ikinci katta 18 oda bulunmaktadır.

Girişin tam karşısında yer alan 15.90 m. derinliğinde, 9.30 m. genişliğinde, oldukça derin ve yüksek tutulmuş ana eyvan ve onun güneyine yerleştirilen kümbet yer almaktadır. Kümbetin farklı taştan yapılmış olması, kümbetin üstünde ve dış tarafta kaideye kadar inen sağır kemer olukları, içeride eyvan kemerine gelince kesilmekte ve buda kümbetin eyvandan sonra yapıldığına işaret etmektedir.

Medresenin ikinci katındaki odaların ve revakların yerleştirilişi birinci kattaki düzenlemeye uymaktadır. Ancak yan eyvanların güneyinde yer alan ikinci kat odalarına çıkış merdivenleri, güney kesimin yıkık olması nedeniyle günümüzde mevcut değildir. Yan eyvanların kuzeyinde kalan odalara çıkışlar, giriş cephesine yakın köşelerdeki odaların hemen güneyinde yer alan merdivenlerle sağlanmıştır.    

Kümbet, revaklar, talebe odaları ve portal gibi kısımlar sade motiflerle bezenmiştir.

Çifte Minareli Medrese’nin en fazla dikkat çeken tarafı ön cephesidir. XIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle medreselerin cephe kompozisyonuna katılan çeşme, niş, pencere gibi unsurlar bu binada da yer almakta, ayrıca Anadolu Selçuklu mimarisinde taç kapıların yan yüzleri süslenmediği halde bu medresede bir istisna olarak buralarında süslendiği görülmektedir.  Anıtsal nitelikli taç kapının derin nişi çeşitli genişlikte palmet motifli beş sıra şeritle çevrelenmiş ve üzeri mukarnaslarla örtülmüş, iki yanında yükselen minarelerin kürsüleri ile bütünleşmiştir. Taç kapı cephesi ile minare kürsülerinin farklı süslemeleri, iki kesiminde ayrı ayrı ve açık biçimde algılanmasına imkân vermektedir.

Minare kürsüleri, cephe duvarının üst kesimindeki silme hizasına kadar düzgün kesme taşlarla kaplanmıştır. Minare kürsülerinin bu hizadan yukarıda kalan kesimleri tuğla ile inşa edilmiş, cephe ve yan yüzlerine süsleme panoları yerleştirilmiştir. Bu panolardaki süslemeler tuğla ve çini mozaikle yapılarak kare çerçeveye alınmış olup son derece süslü daireler içinde mavi çinilerle “Allah”, “Muhammed” kelimeleri ve dört halifenin isimleri yazılmıştır. 

Çok dilimli silindirik minareler sırlı tuğla olup dikine yivlidir ve bu yivler üçgen çinilerle hareketlendirilmiştir. Şerefeden yukarısı yıkılmış olan her iki minarenin kalan birkaç mukarnas dişine bakılırsa, şerefe altlarının mukarnaslı olduğu tahmin edilir. Şerefenin altında çinileri dökülmüş bir süsleme kuşağı yer alır. Doğudaki minare gövdesi üzerinde sarmal yivler, batıdaki minarede baklava şekilli süslemeler görülür. Her iki minarenin de kaideden en üst noktaya kadar yüksekliği 26 metredir.

Minarelerin taş kaidelerinin alt kısımlarına ise yine iki taraflı olmak üzere dört panoya, kalın birer kaval silmenin çerçevelediği sivri kemerler içerisinde, iki ejderhanın kuyrukları ucundaki bir hilâlden çıkan, tepesine çift başlı kartal motifi oturtulmuş hayat ağacı kabartmaları işlenmiştir.

Avludaki pencerelerin kenarlarına da kabartma olarak Bakara sûresinin 256 ve Âl-i İmrân süresinin 18 ve 19. Âyetleri yazılmıştır.

Çifte Minareli Medrese, oldukça tezyinatlı fakat bezeme elemanları ile yer yer yarım kalmış bir yapıdır.

Medresenin güney eyvanının dip duvarına bitişik yerde bulunan kümbet, Çifte Minareli Medrese Kümbeti maddesinde anlatılmıştır.

Medrese  Rusların Erzurum’a girdiği (1828) güne kadar faal olarak görevini yapmış, Yüksek bir ilim müessesesi olarak yüzlerce alim yetiştirmiştir.

ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE ÇEŞMESİ

Çifte Minareli Medresenin taç kapısının doğu tarafındadır. Çifte Minareli Medresenin yapıldığı tarih (XIII. Yüzyıl sonu) çeşmenin de yapım tarihidir. Erzurum çeşmelerinin en eskisidir. Cephe çeşmesi olarak yapılmış ve taç kapının yanına anıtsal nitelikleri ile yerleştirilmiştir.

Çeşme, taç kapıdan itibaren gelen ve yataya düzenlenmiş biri yarı daire, diğeri üçgen kesitli iki silme ile çerçeveledikten sonra yine silmeler yataya dönüşüp, cephe yan dayanağını da kat ederek devam etmektedir. Dikdörtgen çerçeve içerisine alınmış olan çeşme, sivri kemerlidir. 

Kesme taş malzemeden yapılan çeşmenin suyu akmamaktadır. 

ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE KÜMBETİ

Erzurum Çifte Minareli Medresenin güneyinde, medrese ile bitişiktir. Kümbetin üzerinde yapım kitabesi yoktur. Araştırmacılar 1253, 1300 yıllarını tarihlendirmişlerdir.

Kümbet iki katlıdır. Alt katta mezar odası (cenazelik- mumyalık) giriş kapısının altında kapıdan, üst kısma merdivenle çıkılan taç kapıdan girilir.  Kümbetin mihrabı olan üst mekânda sanduka mevcut olmadığı için mescide çevrilmiştir.

Kümbet içten yarım küre şekilli bir kubbe ile dıştan konik külahla örtülüdür. Gövdesinin dış yüzeyi her biri diğerinden kaval silmelerle ayrılmış on iki genden oluşmuştur. Kümbetin gövdesi içte de on iki köşelidir. Gövde dışarıda 13.00×13.00 ölçülerinde kare bir oturmalığın üzerine yükseltilmiştir. Gövdeyi süsleyen halat örgülü kaval silmeler altta yatay olarak birbirine bağlanırken üstte bezemeye dönüşerek gövdeyi çepeçevre dolanmaktadır. Kümbetin kuzey, kuzeybatı ve kuzeydoğu yüzleri medresenin eyvan örtüsü ile birleştiğinden halat örgülü silmeler eyvan yükseltisine uydurulmuştur.

Silindirik gövde üzerindeki kemerlerden sonra yatay bir bilezik bulunmaktadır. Bu bileziği kalın ve zikzak örgülü silme izler. Geometrik şekilli kalın kuşaktan sonra zengin süslemeli saçak altı bordürlerini mukarnaslı külah eteği silmesi tamamlamaktadır. Bundan sonra kümbetin konik üst örtüsü etekten başlayan ve tepeye kadar yükselen on iki kaval silme ile on iki bölüme ayrılır ve Erzurum’a özgü taş külahla sonuçlandırılır. Konik külah kırmızı Kanber taşı ile kaplıdır.

Kümbetin doğu, batı, güney doğu ve güneybatı yönlerdeki pencereleri altlı ve üstlü olarak düzenlenmiştin. Alttaki pencereler dört sıra mukarnaslı ve sivri kemerli, üstteki pencereler sade olup kemer içine alınmıştır.

Kümbetin üst kat iç yüzeyi on iki genlidir ve  her bir yüzü üzerinde, dönüşümlü olarak bir niş veya bir pencere bulunmaktadır. Pencere ve nişlerin arasındaki alanlar süsleme şeritleri ile bezenmiştir. Kuzeydeki sağır yüze ayni biçimde yalancı pencereler yerleştirilmiştir. Kümbetin güney penceresi aynı zamanda mihrap nişi olarak düşünülmüştür. 

Kümbetin taç kapısı sökülmüş geriye kapının duvarla birleştiği moloz dolgu kalmıştır. Kümbete ana eyvanın taban duvarında yer alan sağlı sollu merdivenlerle girilmektedir. Merdivenlerin altında cenazelik bölümüne (alt kat) girişi sağlayan ikinci bir kapı bulunmaktadır. 

Kümbetin cenazelik bölümü dört kollu olarak düzenlenmiş, dört ana yönde tonozlarla örtülü girintileri bulunmaktadır. Cenazeliğin orta alanı kare planlıdır.

Kümbetin dışında geometrik, iç kısmında bitkisel süslemeler kullanılmıştır. Bitkisel süslemeler mermer malzeme üzerine oyma olarak işlenmiştir.

Bibliyografi

A.Şerif Beygu, Erzurum Tarihi Anıtları, Kitabeleri

İ.Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi

M.Nusret, Tarihçe-i Erzurum

Doğan Yavaş, D.İ.A. 8. Cilt

H.Yurttaş,H.Özkan,Z.Köşklü, v.d. Yolların, Suların ve Sanatın Buluştuğu Şehir Erzurum

H.Gündoğdu, A.A.Bayhan, M.Arslan Sanat Tarihi Açısından Erzurum   

E. Kürkçüoğlu, Ortaçağ’da Erzurum

T.Aydın, Erzurum Çifte Minareli Medrese Taş Süsleme Örnekleri K.M.Ü S.E.Araş. Der.14

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir