Erzurum Kalesinin Çifte Minareli Medreseye doğru uzanan kale burcunun içerisinde “Ebu İshak” türbesi denilmekle şöhret bulan bir ziyaret yeridir. Buranın ilk önce İshaki tarikatının zaviyesi olduğu, bilahare mimari bir tadilatla türbe haline getirildiği anlaşılmaktadır. İki penceresi vardır. Bu türbenin içerisinde adi sandukalı dört mezar vardır. Mezarların hiçbirisinde kitabe yoktur. Bu sebeple mezarların kimlere ait olduğu bilinmemektedir.
İ.H.Konyalı “Meşhur mutasavvıf, mürşit, Ebu İshak-ı Kâzerûnî burada değil İran’da Kâzerûn Kasabasında medfundur. Vefatından sonra mânevi nüfuz ve tesiri İslâm alemine yayılan Ebu İshak adına Anadolu’da bir çok zaviye ve tekke yaptırılmış ve zengin gelirler vakfedilmiştir. Şimdilik adını tespit edemediğimiz bir hayırsever de Erzurum’da bir zaviye yaptırmıştır. Türbede bulunan sandukanın, bu zaviyeyi yapanın veya İshaki zaviyedarının ve şeyhin olduğunu zannediyorum” demektedir.
Bu türbenin bahçesindeki mezarlardan biri “H.1229/M.1814 yılında ölen Çıldır Valisinin katibi Mustafa Efendinin, diğeri de H.1259/M.1843 yılında Sultan Abdulmecid’in emriyle İran’a giderken Erzurum’da vefat eden Hariciye Müsteşarı Nuri Efendi’nindir.
EBU İSHAK-İ KÂZERÛNÎ ( Şeyh Ebu İshâk İbrahim b. Şahriyâr) H.352/M.963 yılında İran’ın Fars bölgesinde bulunan Kâzerûn kasabasında doğdu. Mecûsî olan bir ailenin fertlerinden olup, babası ihtida etmiştir. Kendisi gayretli bir din alimi olmuş ve çevresinde yaşayan en az 24,000 mecûsiyi Müslüman etmiştir. İshâkiye veya Kâzerûniye denilen tarikatın kurucusudur. Tarikatın başlıca vasfı irşâd yolundaki muhârip gayretidir; vaaz verir Müslüman olmayanlar aleyhine cihâda teşvik eder. Kâzerûn ve çevresinde meydana gelen olaylarla çok yakından ilgilenen şeyh, bu bölgeyi 388 (998) yılında hac vazifesini ifa etmek üzere sadece bir defa terk etmiştir.
Ebu İshak-ı Kâzerûni 8 Zilkade 426 ( 14 Eylül 1035) de vefat etmiş ve İran – Kâzerûn’da (Şiraz vilayeti) türbesine defnedilmiştir. Ebu İshak’ın şöhret ve etkisi hayattayken İran sınırlarını aşmadığı anlaşılmaktadır.