Kullebi Akif Ağa, Şapka Hâdisesinde asılanlar arasında şehrin en ziyade tanınmış, mümtaz ve zengin şahsiyetiydi. 1866 yılında Erzurum’da doğdu. Babası bakırcı Şerif Efendi, annesi Salli Hanımdır. Erzurum Tebriz Kapı semtinde tarihi eser olarak korunan konağı, varlıklı olduğunu göstermektedir.
Kullebi Akif Ağa canlı hayvan ticareti yapar. Erzurum bölgesinden aldığı ve yaylalarda beslettiği hayvanları İstanbul’a satardı. Kullebi Akif Ağa zenginliğinin verdiği imkânlarla yeniliklere yakın duran, dönemine göre gayet modern giyinen, yaşamasını seven biriydi. Mutaassıp bir Müslüman hüviyeti ile şapkaya muhalefet etmesi akla uyar bir iş değildir.
Kullebi Akif Ağa, Ermeniler Erzurum’dan çekilirken Ermenilere karşı mahallede silah kullanacak kişileri toplayıp mücadele eden bir kişi idi. Bu mücadelede iki kardeşi şehit olmuştu.
Kullebi Akif Ağa şapka kanununu protesto eden halkın arasında olmadığı gibi bu kişilere yaptıkları işten dolayı karşı çıkmıştır. Onun isyan etti bahanesiyle asılması, Erzurum Valisi Zühtü ile Jandarma Komutanı Tatar Hasan Paşa arasında sır olarak kalmıştır.
Kullebi Akif Ağa, 25 Kasım 1925 günü sabah evinin önündeki çeşmede abdest alırken jandarmalar tarafından tutuklanarak karakola götürülür. Sözde yargılanır ve ayni gün Tebriz Kapısında, konağının önünde kurulan darağacında asılarak idam edilir. Cenazesi ailesine verilmeyerek bu günkü Erzurum Lisesi yakınlarında bulunan Gez Mezarlığında Pırtın İmamı Abdülmecit ile birlikte ayni mezara defnedilir. 1938 yılında oğlu ve torunları bu mezardan çıkararak önce Hasani Basri Mezarlığına, bilahare Asri Mezarlığındaki aile mezarlığına nakletmişlerdir. (Kulle = Doruk, Zirve demektir)