MEHMET RÜŞTÜ KETENCİZADE

(1834-1916)Alim – şair 

Mehmet Rüştü Efendi, 1834 yılında Erzurum’da doğdu. Babası Rizeli Bekir Efendidir. Babası keten bezi  ticareti ile iştigal ettiğinden “Ketencizade” lakabıyla anılmıştır.

Mehmet Rüştü Efendi, öğrenimini Erzurum medreselerinde yapmış ve icazetname (diploma) almıştır. Görevine Kavak Camii’nde müezzinlik yaparak başlamış, buradan Ulu Caminin imam-hatibi olmuştur. Uzun yıllar bu camide görev yaptığı için “Ulu Cami İmamı”  olarak şöhret bulmuştur

Hacı Hafız Mehmet Rüştü Efendi , tasavvuf ehli bir alim ve şairdir. Önce Nakşibendi şeyhi  Kishalı (Tortum) H. Feyzullah Efendiye, onun ölümünden sonra  Bitlisli şeyh Küfrevi  Efendiye intisap etmiştir. Ketencizade’nin erkek çocuğu olmamıştır. Şakire ve Sakine adında iki kızı olmuş, ancak onlarında çocukları olmadığı için bu ocak böylece sönmüştür.

Ketencizade Mehmet Rüştü Efendi  H.1334 /M. 25 Mayıs 1916 tarihinde vefat etmiştir. Bulunduğu kabristan şehir genişlemesi sebebiyle kaldırılınca, mezarı 28 Eylül 1962 günü Asri mezarlıkta “Meşhurlar Suffası”  bölümüne nakledilmiştir.

Ketencizade, hafızdır, alimdir, mütefekkirdir, mutasavvıftır, hatiptir, şairdir, hattattır, gönül adamıdır. Eserleri;

Mevlid (1332/1914 yılında Erzurum Envâr-ı Şarki Matbaasında basılmıştır.)

Nağmetu’r-ruh, (İstanbul Millet Kütüphanesi Kayıt no.900/2)

Divan, (Naci Elmalı tarafından tertiplenerek basılmıştır)

Aşağıya alınan, Ketencizade’nin “ Güz Destanı” diğer adı ile “Mesarif Destanı” halk arasında çok sevilmiştir. 

Mevsimi geldi efendi git pelit al, dal da al.

Çam, kavak, sorhun, tezek, saçma dahi herhalde al.

Tuz, çaşır, peynir, güzel yaprak bu günlerde gelir. 

Bir kuru tatlı erik, hurma ile yağ, bal da al.

Sebze, kişmiş, bademiçi, fındıkiçi çok getir,

Köme, pestil, bamya’ya bak her ne var bakkalda al.

İki yüz batman kadar un parası ver köylüye,

Gendime, bulgur da gelsin, mercimek, şalgam da al.

İşini elbette âdem ihtiyat etmek gerek,

Hâsılı tut pendimi, kurbanlığı Şevval’da al.

Et gelince zerzevat günden güne elbet gelir,

İki yük âlâ pirinç alınca bir gırbal da al.

Âdeme bir şan imiş ahırda hayvan beslemek,

Adımız var, şânımız var, bâri birkaç mal da al.

Ot, saman, yonca ile arpa alınca dikkat et,

Üç sepet, iki kürek, ahır yüzüne salda al.

At, katır, merkep, öküz lâzımsa ihmâl eyleme,

Bir çekiç, bir kerpeten, çokça döğülmüş nal da al.

İki top çilvari, üç top basma, on el havlusu,

Üç tulum, beş top bez, lâhûri bir top şâl da al.

Bizde inci var velâkin az olunca ar olur,

Şimdilik çok istemem bundan otuz miskal da al.

Otuzaltı tane altun, (altun) top dahî lâzım bize,

İki altun kordela saat, kıza halhal da al.

Kakula, tarçın, biber, hem zencefil malûmunuz,

Çay, şeker dâim alırsın, bak da o emsâlda al.

Çok makarna ile güllaç ve şurup, şehriye hem,

Her zaman lâzım bize attârdan tutkal da al.

Evdeki, hariçteki hizmetçiler muhtaçtır,

Her ne isterlerse sor da, onlara (elbise) partal da al.

Neyleyim bilmem iki cebimde yoktur bir beyaz,

Bu hayâl mekkâresi ikdam eder ki, al da al.

Parasız ancak bu âlemde günah almak olur,

Para yoktur söylesem havf eylerim der,  çal da al.

Ey civan, ergenliğin bil kadrini, râhat yaşa,

Bende bir iş isterim dersen bu bahre (deniz) dal da al.

Bulmak istersen eğer RÜŞDİ metâ-ı izzeti,

Kendini genç-i kanaat içre kıl, idhal da al.

Lütfuna mazhar buyur yâ Rab KETENCİZADE’yi ,

Cürmünü meccanen afv et koyma bu işgal da al.

Bibliyografya

Naci Elmalı, Erzurum’lu Ketencizade Mehmet Rüştü Efendi- 1984 Erzurum

H.A. Kasır, Erzurum Şairleri 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir