SADETTİN AKATAY

(1904 – 1944)

Sadettin Akatay, 1904 yılında Erzurum / Aşkale İlçesinde doğdu. Öğretmen Okulunu bitirerek İlk Okul Öğretmenliği yaptı. Halk arasında “Muallim Sadi bey” olarak tanınıyordu. Erzurum Halkevi’nin tiyatro ve musiki çalışmalarına katılır ve sahneye konulan eserlerde hep başrol oynardı.

Sadettin Akatay,  26 Nisan 1944 günü vefat etmiştir. Erzurumlular Sadettin Sadi Akatay’ı daha çok “Bar” şiiriyle tanımaktadırlar. Şiirlerinde Dadaş’ı ve Erzurum’u anlatmıştır.

    I                                                                                                       II.

Yüzyılların ardından kopup gelen bir vakar,              Bar başlıyor, barbaşı sallarken mendilini,

Kahramanlık, yiğitlik, erlik destanıdır bar.                  Gözüne al Dadaşım, gönülden sevdiğini.

Bu oyunda gör bizi, geçme sakın ıraktın,                         Dinle davul ne diyor; dan, dan, dan!

Gözün varsa seçersin bar’da karayı aktan.                  Ben bu sese vurgunum; can, can, can!

Bir savaş seyri vardır Dadaşın her barında,                Atalar, yurt sevmeyi davuldan öğrendiler,

Görünce kanın kaynar o an damarlarında.                   Bu ilk bar’ın adına,“sarhoş barı” dediler.

Doyum olmaz, bir görsen Köroğlu’nun barını,                Dadaşlar ağır ağır bir halka çevirdiler,

Güvenirsin gücüne, düşünmezsin yarını.                  Yurda kurban yiğitler, bu halkaya girdiler.

Dumlu’dan ta Basra’ya çağlayan selimiz var,           Kanları kaynaştıran bir ses çıktı zurnadan.

Bahtımız kara değil bugün Karasu kadar.                Dağlar gibi Dadaşlar kımıldandı durmadan

Bingöl yaratmadı mı kan çağlayan Aras’ı?             Tanrım bu ne duruştur, gözler halkalanıyor,

Hazar çalkalanırken kanar Türk’ün yarası.                 Ufuklar bayraklaşmış, cihan dalgalanıyor.

Aman Aras, han Aras, Bingöl’den kalkan Aras,      Silkin ey Palandöken, dök başından karını.

Al başımdan sevdamı, Hazar’da çalkan Aras.             Dadaş oynarken gösterir senin vakarını.

Dadaş çelik bir yaydır, onu germeye gelmez,                Vur davulcu tokmağı, candan coşsun

Çağlayan bir sel olur, dağlara da baş eğmez.                                                                Dadaşım!

Yayla bulutu gibi yükselir yavaş yavaş,                             Çal zurnacı, oynasın Dadaş, dönüyor

Sonra birden sel olur, köpürür coşar Dadaş.                                                                    başım!…

Doğunun sınır taşı, Erzurum’un Dadaşı,

Efesi var İzmir’in, eğilmez Türk’ün başı.

Bibliyografya

H.A.Kasır, Erzurum Şairleri

S.Bulut, Erzurum’da iz bırakanlar

Z. Çomaklı, Aşkale ilçesi Belgeseli

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir